Konusu: ”İki astronom rotasından çıkan bir meteoru fark eder. Meteorun yeni rotası Dünya ile kesişmektedir ve bu çarğışma Dünya’daki canlı hayatını sonlandırabilir. Medyayı ve dünyanın geri kalanını kendilerine inandırmak için uğraşan bu ikili başarılı olabilecek midir?”
IMDb: 7.2
Yorumum:
İddialı bir girişle yorumuma başlamak istiyorum; 2021 yılına vedâ etmek üzereyken çıkan bu film sayesinde seneyi bir kaç kaliteli yapımla kapatabildik. Bu da onlardan biri.
Yorumumun bu kısımdan sonrası spoiler içermese de (Anlatımım için gerekli örneklerde filmin akışına etki etmeyecek derecede spoiler vardır) kısmen anlamsal analiz yaptığım için filmi izledikten sonra okumanızı tavsiye ederim.
Film alışıldık şekilde ”Düğüm” dediğimiz bir başlangıç yapıyor. Yani bir sorunu ortaya daha en başında koyuyor ve çözümlenme sürecini aktarmaya çalışıyor. Ama bu düğüm öyle güzel düğümlenmiş ki siyaset-politika, ideoloji, toplumsal normlar, bilim, tarih, yaşam, medya… ve daha bir çok olguyu, düşünceyi ve duyguyu sığdırmış içerisine. Öyle bir düğüm ki hemen hemen her gün şahit olduğumuz acı gerçeklerle dolu, (medyatik yalan!), çarpıcı ideolojik savaşlarla, ötekileştirmelerle… dolu. Böylesi metaforik anlamların yanı sıra direkt repliklerle, alt metinlerle yüzülesi bir yapım. Kendi sistemlerine böylesi kaliteli bir eleştiri getirmiş olmalarını geçsek bile elimizde daha doktrin yazacak kadar konu kalıyor.
Öylesine güzel değinmeler var ki; Medya patronlarının, Gramsci’nin kavramıyla ”Organik Aydınların” insanlar üzerinde nasıl etkileri olduğunu, kapitalist ideolojinin gücünün bir yerden sonra ”yaşam” sınırlarını bile yok sayabildiğini, hayatın ”Maddi karşılık” ile alınabileceğini kısacası marxist bakış açısının ”Metalaşma” kavramını net şekilde görebiliyoruz. Bir meta, bir ideoloji hatta bir ütopya bile birilerinin hayatından üstün olabiliyor, acı ama evet günümüz maalesef yarınımız da…
Gerçeğe inanmak değil, inandırılmak istenen inanmak. Matrix’in ”Mavi hap mı, kırmızı hap mı?” sorusunu getiriyor akıllara. Mavi hapı alan bir toplumun gerçek onlara sunulduğu hâlde medyanın ve ideolojik önderliğin gücüyle sunulan sahte gerçeklikle Don’t Look Up diye tezahürat yapmasından daha acı bir şey varsa o da yukarı baktıktan sonrasıdır…
Yazılacak o kadar çok detay var ki sonu gelmeyecek gibi. Yazımı burada durdurup başka sinemasever arkadaşların film hakkında fikirlerini eklemelerini merakla bekleyeceğim. Kesinlikle her dakikasıyla enfes, dolu dolu bir yapımdı. Oyunculuklar özellikle Leonardo DiCaprio’nun harika performansı tartışılmazdı.
İyi seyirler.