More

    The Old Guard – Ölümsüzlük (2020)

    Konusu: ‘Yıllardır paralı askerlik yapan, Andy komutası altındaki seçkin bir ekip kendileri gibi ölümsüz başka birinin olduğunu öğrenirler ve buldukları izin peşinden gitmeye karar verirler. Aynı zamanda kötü amaçlı bir organizasyon tarafından ölümsüzlüklerinin kanıtı olan belgeler ile karşılaşan ekip bu komployu çözmek için mücadele ederler.

    IMDb: 6.6


    Yorumum:

    ”Klasik Anlatı Sineması” dediğimiz türden bir yapım daha. Netflix’te her seferinde bağımsız tarzda film yapacak (The Platform gibi) değil az, biraz da piyasa işi yapsın diyebilirsiniz ama bu böyle de olmamalı.


    Klişe filmlerden sıkılmışken esnemesi en uygun platformun böyle filmlerle gelmesi üzücü.

    Filmin replikleri bile öyle klişe ki ”Ben bunu daha önce duymuştum.” deyip duruyorsunuz.
    En basit örnek; (The Old Guard filminden replik) ”-Bana cevapları vereceğini söylemiştin! +Cevapların hoşuna gideceğini söylemedim.” bu mu yani. Klasik Anlatı Sineması bu replik olmasa ne yapacaktı?

    Sıcak açılış ile başlayan filmler serimleme kısmını (yani karakterleri tanıtma kısmını) ilk dakikaları es geçerek ortaya yakın kısımlara ”Düğüm Noktası” denilen kısma kadar yarar seyirciler karakterleri ve özelliklerini tanımış olur düğüm noktasında ana sorun tanımlanır düğümden sonra ”Çözülme” başlar ve filmde ki sorunlar bir bir çözülmeye başlar veya yaklaşır. Evet tam buraya kadar her şey normal ama serimleme nerede? Karakterleri hiç tanıyamadık. Kim, ne ve nasıl bilmiyoruz bu yüzden seyirci olarak hiç bir karakterle özdeşleşemiyoruz bu da filme karşı hep bir soğukluk yaratıyor. Tamam ikinci filme yeşil ışık yakmış olabilirler ve seyirci tepkisine göre de yanıtları devam filmine serpeceklerdir, uzunca serimleyeceklerdir de bizleri ikinci filmi izlemeye itecek olan ilk filmin bu denli havada kalması da özensiz yapılan bir çalışmanın sonucudur.


    Netflix’in Türkiye’de milyonlarca abonesi var en ufak kıvılcımı bile ateşe çeviriyorlar bu sayede zaten Dünya’nın eli en güçlü platformlarından biri. E Türkiye’de de özellikle pandemi sürecinde (Pandemi sürecinde tüm Dünya’da abone sayılarını çokça arttırmıştı) iyice yaygınlaşmaya başladı bunu körüklemek için araya iki ”Türkiye” sözü, bir de baklava koymasın mı? Koysun tabii ki fakat aynı platforumun Türkiye’ye özellikle de Müslümanlara karşı algı yarattığı film örnekleri de yok değil. Bir Baklava’ya tav olmak anlamsız. Yine de bu şekilde yer vermeleri güzeldi demekten geri duramayacağım. Baklava sahnesine özel olarak Gaziantep Belediye Başkanı Charlize Theron’u Gaziantep’e davet etti. Bunlar çok güzel olaylar keşke din, dil, ırk düşmanlığı olamasa da her filmde her olayda böyle güzel şeyler olsa.

    Oyunculara değinecek olursam Charlize Theron haricinde herkes resmen vasat, ikinci başrol diyebileceğimiz diğer kilit karakter Kiki Layne ise berbattı. Filmde bir yıldız varken genelde onu daha çok parlatmak için yanına O’ndan daha yeteneksiz oyuncular yerleştirilir ve yıldız oyuncu daha çok öne çıkar tamam da siz hiç oynayamayan birini koymuşsunuz. Kadın hiç bir jest ve mimiği gerektiği yerinde yapamıyor. Ya çok yetersiz ya çok abartılı ki sergilediği tutumun (Ben yapamam, ben edemem…) saçma bir şekilde filmin neredeyse sonuna kadar değişmemesi bir süre sonra aşırı sıkmaya başladı.

    Daha söylenecek şeyler olsa da sanırım bu kadar yeterli.

    Tüm bu detaylara rağmen izleyecek film bulamadıysanız zaman geçirmek için izleyebilirsiniz ve kısa zamanda da unutursunuz.

    İyi seyirler dilerim.

    Son Yazılanlar

    İlgili Seçenekler

    Yorum Yazınız

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz