Konusu: ‘
”Bohemian Rhapsody, Queen grubuna, müziklerine, klişelere meydan okuyan ve kuralları yıkarak dünyanın en sevilen sanatçılarından biri haline gelen ikonik solistlerine bir saygı duruşu niteliği taşıyor. Film, simgeleşmiş şarkıları ve devrimci sesiyle grubun meteorik yükselişine, Mercury’nin yaşam tarzının kontrolden çıkması ile çıkan iç çatışmaya ve yaşamını tehdit eden hastalığına rağmen Mercury’nin rock müzik tarihinin en büyük performanslarından birinde gruba liderlik ettiği Live Aid konserinin arifesinde muzaffer birleşme sürecine yayılıyor.”
IMDb: 7.9
Yorumum:
Uzun zamandır biyografi türünde bir ”başyapıt” filme denk gelmemiştim.
Bohemian Rhapsody kelimenin tam anlamıyla bir ”başyapıt” olma özelliğini taşıyor. Normalde müzikal film veya animasyonları bile sevmesem de o oyunculuk neydi öyle, nasıl bir karaktere girişti öyle ki şarkıların bitmemesini istediğim anlar oldu. Öyle içten bir ”Mama” deyiş yok, tüyleriniz diken diken oluyor, hayatını da izlediğiniz için o hasreti gerçekten hissediyorsunuz. Rami Melek ”Freddie” karakterini alıp öyle bir taşımış, öyle bir benimseyebilmiş ki hayran olmamak elde değil. Sanatçının hayatında yaşadığı Topluma yabancılaşma, ötekileşme, kimlik arayışı… gibi durumlarını cesur bir şekilde göstermiş olmaları filmin etkileyiciliği arttırıyor ve ortaya tarafsız, gerçek bir biyografi izlemenin verdiği keyif kalıyor.
Queen’in şarkısı olduğunu bilmediğim bir çok şarkısını dinlemişim bunu filmi izleyince öğrendim. Artık kimin söylediğini bilerek, hatta özellikle dinleyeceğim. Gerçekten hikayesi olan bir sanatçı. Her şeyden öte bu mükemmel oyunculuğu görmek için bile izlemeye değerdi. Aldığı ödüller Oscar dahil hepsini sonuna kadar hak ediyor.
Türünü sevmeyenlere bile şiddetle tavsiye edebileceğim enfes film.
İyi seyirler dilerim.
