John Wick 3: Parabellum (2019)

Konusu: ”John Wick (Keanu Reeves), 14 milyon dolar değerindeki bir açık kontrat nedeniyle herkesin hedefi haline gelmiştir. Üstelik bu kontratı imzalayan kişiyi de öldürmüştür. Normal şartlarda çok öldürülmüş olması gerekirken bütün bu suçları işlediği Continental Hotel’den kaçması için otelin müdürü Winston ona 1 saat verir. Bütün haklarından yoksun kalan John Wick, New York’tan sağ çıkabilmek için elindeki imkanları sonuna kadar zorlayacaktır.”

IMDb: 7.4

Yorumum:

John Wick 3 çıkacağını duyar duymaz hemen bir sonra ki güne bilet alıp günün son seansına gitmiştik ve salon ağzına kadar doluydu. Wick tarzı bir filmin sinemada sonsuz örneği var peki Wick neden bu kadar tutuldu? Sorusuna cevap aslında çok basit; popüler kültür. Riddick tel parçası ile öldürebiliyordu, Shoot’Em Up filminde Smith karakteri havuçla insan öldürmüştü kezâ Equilibrium filminde ki John Preston karakteri ile John Wick benzer yeteneklere sahipler… diye uzayan sonsuz liste. Hatta diğer tüm emsallerinde bir dert, konu, hikaye var iken Wick’te konu bile yok, daha doğrusu var ilk filminde vardı. Bunda konu, hikaye hiç bir şey yok. Wick bir onu öldürüyor bir bunu. Bunun için yaşamam gerekiyor diyor on dakika sonra dediğinden alakasız şekilde şunun için yaşamalıyım diyor. Arkadaş daha ne için yaşayacağını çözememiş çünkü konusu yok ki filmin.

Yüksek Şura’ya sadakat için ne yapıyor beş dakika sonra Yüksek Şura’ya karşı ne yapıyor (spoiler olmasın diye detay vermiyorum izleyenler neyden bahsettiğimi anlayacaklardır) hiç alakasız ve tamamen saçma. Başladığı dakikadan itibaren başlayan dövüş ve çatışma sahneleri son dakikaya kadar gerçekten hiç durmuyor (soluksuz denilen tarzdan) ve hiç durmayan bu sahneler mantıksızlıktan/saçmalamaktan elbette kaçamıyor. ”Bu filmde mantık aramayın.” diye bir ifade söz konusu olamaz. Her film kendi içinde mantıklı, tutarlı olmak zorundadır. Örneğin; Yüzüklerin Efendisinde elflerin, orkların olması mantıksız değildir ama eğer yüzüğü atmak için Frodo helikopter ile dağları aşsaydı mantıksız olurdu. Sinemada mantık; filmin yarattığı atmosfere, konusuna göre şekillenir ve John Wick 3. filminde mantığımızla dalga geçmeyi kendisine prensip edinmiş.

Dövüş sahnelerinde kesinlikle sınıfta kalıyor. Öyle ki dövüşürken resmen karşı tarafın Wick’in onu atmasını/bıçaklamasını yani hamlesini beklediğini anlayabiliyorsunuz. Adam kolunu havada tutup bekliyor çünkü Wick’in onu tutup yere atması lazım bu beklemeler elbette saniyelerce sürmüyor ama bunu izlerken hissediyorsunuz yeterince çalışmamışlar. Hele o dövüş sahnelerinde kaba tabirle ”apış arasına” vurmaya çalışmak nedir? Tamam bir adamınkine vurdun sonra diğeri sonra köpeği oraya saldırtıyor, sonra oraya ayrıca bir mermi sıkıyorlar ilkte salonda bir kaç kişi güldü hadi ”komikti” diyelim de bunu on kere tekrarlamaya hiç mi hiç gerek yoktu.

”Karakter” diye bir çalışma yok John Wick 3’te. Hakem diye gelen kadın (Asia Kate Dillon) gereksizce fazla soğuktu. Filme göre o kadar önemli bir statüde olmasına karşın ağırlığı ve duruşu acemiceydi ”İlk hakemlik görevim” falan dese anlardık onu da demedi. Sanki yoldan geçerken ”-Ya gel sende bu filmde hakem ol ona buna ölüm emri ver.” demişler gibi oynuyordu. Karakter edinmemiş basit bir oyunculuk sergilenmişti. Buna ek olarak Yüksek Şura’nın da üzerinde, en üst makamda olan ”Sen onu bulamazsın, eğer isterse o seni bulur.” dedikleri yol tarifi olarak ”En parlak yıldızı takip edip çölleri aş, bir adım daha atıp öleceğin zaman eğer isterse o seni bulacaktır.” diye betimledikleri adam neyin nesiydi öyle? O kadar betimlemeye, statüye bağlı olarak karşımıza çıkardıkları adam küfür gibiydi. Bir de Wick’e ”Neden geldim oğlum.” dedi beni benden aldı. Wick senden büyük gözüküyor arkadaşım. O adam yerine kesinlikle daha ağır, yaşı ileride bir oyuncu olaması çok daha yerinde olurdu.

Sayacak ve söyleyecek daha bir sürü şey olmasına rağmen sözün özü olarak; tamamen ticari amaçla uzatılmış aksiyon filmi olarak nitelendirmek hiçte yanlış olmayacaktır.

iyi seyirler dilerim.